
Projenin Çıktıları
DfE ve ABKAD, diğer sivil toplum örgütleri ve taban hareketleriyle de etkileşime girecekler ve onları bu konularda daha fazla çalışmaya teşvik edecekler. Tarafsız ve gerçeklere dayalı medya yayını oluşturma amacıyla yapılacak faaliyetlerle ve PR ve sosyal medya profesyonellerinin yardımıyla Twitter, Facebook ve LinkedIn gibi sosyal mecralarda yapacağı paylaşım ve kampanyaların yanı sıra etkinlikler sırasında oluşturulacak medya yayınları aracılığıyla sığınmacılar ve kamuoyu gibi nihai yararlanıcıları dahil edecekler. Bu çabaların bir sonucu olarak, Brüksel Basın Kulübü’nde göç ve güvenlikle ilgili birer konferans, Brüksel Basın Kulübü’nde bir basın toplantısı, Vrije Universiteit Brussel’de (VUB) ve Avrupa Koleji’nde (CoE) birer panel, İstanbul’da saha gezisi ve Ankara’da göç ve güvenlik konulu bir konferans düzenleyerek, AB ve Türkiye’den politika yapıcıları, sivil toplum temsilcilerini, medyayı ve akademisyenleri bir araya getirecekler. Proje boyunca politika önerileri içeren en az 6 araştırma makalesi üretilecektir. Son olarak, oluşturulacak Göç ve Güvenlik Alanında Politika Önerileri içeren bir kitap, projenin tamamlanmasıyla birlikte yayınlanacak ve yaygınlaştırılacaktır.
Beklenen Çıktılar
Avrupalı ve Türk STKlar arasındaki diyalog mekanizmalarının güçlendirilmesi, Avrupalı ve Türk parlamenterler, akademisyenler ve medya arasında göç ve güvenlik politikaları konusundaki alışverişin artırılması olacak. Ayrıca, bazı faaliyetlerimiz (saha gezisi), politika yapıcılar, sivil toplum örgütleri ve medya arasında yeni bağlantı ve ağ oluşturma fırsatları oluşturmak için mükemmel fırsatlar sağlayacaktır.
Bu, Türkiye’deki Sivil Toplum Örgütleri (STK) ile Avrupalı muadilleri arasında AB müktesebat and politikaları kapsamındaki alanlarda yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde uzun vadeli sürdürülebilir işbirliği kurulması çağrısının Öncelik Alanı 1 ile uyumlu olacaktır. Bu bağlamda, CSO’lar bilgilerini genişletirken ve politika katılımı için kapasite oluştururken en iyi uygulamaları, deneyimleri paylaşacaklardır, ayrıca katılım sürecini daha derinlemesine inceleyebilme fırsatına sahip olurken ağlarını geliştirebilecekler.
Akademideki faaliyetlerimiz akademisyenleri, öğrenciler ve sivil toplum örgütleriyle buluştururken basın brifingimiz özellikle gazetecileri hedef alacak. Bu etkinlikler, medya, akademi ve genel halk arasında bu konulara ilgi oluştururken, göç ve ortak güvenlik tehditlerinin ortak zorluğu hakkında halkın bilinçlendirilmesine yardımcı olacaktır. Böylece proje, Türkiye ve AB içindeki genel kamuoyunun Türkiye üyeliğinin önemi, olumlu etkileri ve AB’ye faydaları konusunda etkili olmaya yardımcı olacaktır.
Beklenen Etkiler
AB ve Türkiye içindeki göç ve güvenlik konularıyla ilgili güncel endişeleri ve yanlış algıları tespit etmek, HALKıN AB politikaları ve bunların AB ve Türkiye’deki vatandaşların günlük yaşamları üzerindeki etkilerini geliştirmek için etkili olacaktır. Bu gibi kilit alanlarda işbirliğinin artırılması, Türkiye’nin AB üyeliğinin karşılıklı faydalarını kamuoyuna hatırlatırken, sivil toplum katılımını artırabilir, ortak değerleri teşvik edebilir ve uzun vadede AB’nin Göç ve Güvenlik politikalarına ilişkin anlayışı genişletebilir.
Buna ek olarak, projemiz Türkiye ve AB’deki STKların kapasite geliştirmelerine, göç ve güvenlik politikalarını daha iyi kavramalarına ve içeriden bilgi ve saha deneyimine erişmelerine yardımcı olacaktır. Türkiye’deki STKlar arasında daha önceki AB Mali Yardımı ve Sivil Toplum Diyaloğu (CSD) programları da dahil olmak üzere diğer AB programları kapsamında kurulan Avrupalı denkleriyle diyaloğun daha da güçlendirilmesine ilişkin STKlar arasında bilgi ve beceri paylaşımını teşvik etmek adına Göç ve Güvenlik alanında AB ile Türkiye arasındaki ağların güçlendirilmesine yardımcı olacaktır. Hem Avrupa Parlamentosu hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki karar alma sürecine dahil olarak, STKlar AB politikaları ve AB üyelik süreci hakkında daha iyi bilgilendirilecektir.
AB ve Türkiye’nin katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) kapsamında ortaklaşa finanse ettiği Sivil Toplum Diyaloğu Programı kapsamındaki projemiz, Türkiye-AB’nin göç anlaşması, AB’nin Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı, AB Suriye Güven Fonu, AB’nin Sosyal Uyum Yardımı ve AB’nin Çatışma Çözümü Kabiliyeti programlarına tamamlayıcı bir rol üstlenecektir.
Kanıta dayalı argümanları dinlerken tarafsız ve ılımlı uzmanlarla etkileşimde bulunma, açık fikirliliği ve politika yapıcılar arasındaki farklı bakış açılarını anlama isteğini teşvik ederken, sonunda karşılıklı anlayış, fikir birliği, uzun vadeli vizyon ve ortak stratejiye dayalı geleceğe dönük politikalar ortaya çıkabilir.
Gazetecileri incelemeleri ve onlara olgusal bilgiler sunmaları, göç ve güvenlik alanındaki önemli zorlukları daha iyi anlamalarına ve daha tarafsız olmalarına yardımcı olabilir. Son olarak, basılı, görsel-işitsel ve sosyal medyada doğru bilgilere ulaşmak, AB ve Türkiye’deki vatandaşlar arasındaki olumsuz algıları azaltırken , mültecilerin hayatını kolaylaştıracaktır. Ayrıca, Akdeniz’de daha fazla insan hayatını kaybetmemek için ortak kurtarma operasyonlarında işbirliğinin artmasına neden olabilir. Uzun bölgede, etkili bir diyalog gelecekteki çatışmalardan, göç akışlarından ve insani krizlerden kaçınmaya neden olabilir.




